13 Kasım 2009 Cuma

Dünyanın başka bir köşesinde, olayla alakasız donan adam

Parkta şuursuzca koşturmaktaydı. Ara ara arkasına bakıyor, peşindekileri kontrol ediyordu. Dalağı sızlamaya başlamıştı, sanırım daha fazla dayanamayacaktı. Sırtında bir acı patlaması oldu. Birden sağ tarafa yığıldı. Etraftaki insanlar çığlık atıp kaçışıyordu. Bir kaç saniye sonra polsiler tepesine bindi. Ateş etmişlerdi, gözleri kararıyordu şimdi yavaş yavaş. Polis arabasının camından içeri penisine taktığı donutu uzatmak ile ne kadar büyük bir hata yaptığını o an farketmişti. Bu adamların hiç bir acıması yoktu. Etraf buğulanırken gözüne birşey takıldı. Gökyüzünde bir kuş donup kalmıştı adeta. Derken dünyanın başka bir yerinde, olayla tamamen alakasız bir adam donup kalmış. Kamera yavaş yavaş yukarı çekilirken adamın, çalıların arkasında sıçtığını görüyoruz.



Günlerden pazar günüydü. Hava güneşliydi, dışarıda gezmek için mükemmel bir gün. Fikri her zamanki paltosunu giymiş, havasın sıcaklığını umursamazcasına geziyordu. Çünkü bu onun uğurlu paltosuydu. Kızları kendisine çektiğini düşünüyordu. Arkadaşlarıda bu düşünceye katılmıyor değildi hani. Fikri ne zaman dışarıya o palto ile çıksa, çok güzel kızlar yanına gelip sırnaşmıştı hep. O günde havanın sıcaklığını umursamadan sırtında paltosu, takım elbisesi ile yürüyüşe çıkmıştı. Aslında o takım elbise giymeyi sevmemişti hiç, ama işi gereği alışmıştı takım elbiseye. Sahilde yürürken çingene yanaştı "abim be falına bakayım be abim, hanımkızımıza bir gül al be abim, bi çorba parası atasan be" diye yapıştı fikriye. Gördü tabi jilet gibi giyinmiş, kesin kızla buluşmaya gidiyor diye yapıştı adama. Onun derdide akşam evine ekmek götürebilmek aslında. Fikri çingene ablaya baktı "malesef biz kız arkadaşım yok ve falada inanmıyorum kusura bakma" dedi. dedi demesine ama tam o sırada yanlarından geçen sarışın kız ile göz göze geldiler ve fikrinin söylediklerine kulak misafiri oldu kız. Biraz düşündü, bir gül aldı ve kızın peşinden gitti. Gözleri adeta parlayarak kıza uzattı gülü Fikri. "Ne kadar güzelsiniz hanımefendi, yanlış anlamazsanız bu çiçeği alırmıydınız acaba ? Böyle güzel şeyleri sizin gibi güzel kadınlara vermeli" Kız Fikriyi baştan aşşağı süzdü, gözlerinin içine baktı " çok naziksiniz beyefendi, keşke teke gibi ter kokmuyorda olsaydınız. Belki akşam yemek yemeğe dahi çıkardık" dedi ve suratın muzik bir gülümseme ile ordan ayrıldı. Fikriyi ateş basmıştı adeta. Bu sıcak günde kızları etkileyeceğim diye takım elbise ve üzerine yün paltoyu giyince leş gibi terlemişti. Etraftaki kızlara ağzı beş karış açık bakarken bunu farketmemişti bir türlü. Şimdi utancından pancar gibi olmuştu sinirinden gözleri kararmıştı. Yerin dibine batıyordu adeta. Fikri başını öne eğip tam geri dönerken dünyanın bambaşka bir yerinde, olayla tamamen alakasız bir adam olduğu yerde dondu. Gözünden bir damla yaş süzülüyordu. Kamera yavaş yavaş uzaklaşırken adamın basur ameliyatında olduğunu görüyoruz...

1 yorum: