Güzeldi, otantikti, post moderndi… Daha da önemlisi burada Mekdanılds, Börgırkink, Starbaks gibi kapitalizm mekânları ve içinde yuvalanmış şişko kapitalist orosbu çocukları yoktu. Bu beni oldukça sevindirmişti.
Oldum olası nefret ederim mevzu bahis piçlerden ve yuvalarından. Üstlerinde ‘GAP’ yazan kapşonlu eşofmanlarından tanırım hepsini… Konuştukları Türkçe kulağımı tırmalar (‘R’leri eriterek söylüyorlar ya) ‘Embiyey’ ‘Ragbi’ hatta çok acaip, su altı ragbisi gibi tam zengin piçi sporlarına ilgi duyan samimiyetsiz göt çocukları…
En son ortaokulda yalnız başıma bi Börgırking lokantasına gitmiştim. Kardeşim sipariş verme esnasında yaşanan o hengamelik, o kargaşa, o çılgın kapitalist gençlik beni o kadar strese sokmuştu ki sadece ‘Vupır.. vupır..’ diyebilmiştim. koşarak kaçmıştım o börgır kinkten.
Nasıl kaçmayım? Arkamda bu işin kompedanı olmuş bir sürü tiki ‘kikir kikir’ gülüşüyor. Karşımda, ‘beni CİA eğitti’ dercesine küstah bakışlarıyla duran servis elemanı. Ben ise tabelalarda asılı fiyat listelerini ‘lan 10 milyon diyo şimdi vericez parayı bokum kadar bişey koycaklar önüme doymayacaz görmeyecez’ gibi gayet safiyane bir şekilde inceliyorum (bıraksana rahat edeyim!) . En sonunda, arkadan gelen tiki baskısı, önde ‘’hadi lan fakir! sipariş ver bu kadar zengin çocuğu seni mi beklicek’ der gibi duran servis elemanına dayanamayıp kaçmıştım.
İşte o gün bu gündür nerde bi ketçap nerde bi mayonez görsem duygusallaşırım (fırk!). Ha bir de Özkan Piknik! O günden sonra yıllardır hayatımdan çıkmadı, Özkan piknik ve Özkan Pikniğin derisi bol tavuk döneri (Oh mis).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder